Yeşil Sol Parti adayı Kiye: Diyarbakır’ın sıkıcı boğazı batılıları nefessiz bıraktı
Evrim Denizi
DİYARBAKIR – 1994 yılında Van Çatak’ta doğan Havin Kiye, 2016 yılında Artuklu Üniversitesi Kürt Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. 2022 yılında aynı üniversitenin Türkiye’de Yaşayan Diller Enstitüsü’nde yüksek lisans eğitimini tamamladı. 14 Mayıs’ta yapılacak seçimde Yeşil Sol Parti’den Van milletvekili adayı oldu.
Genç bir Kürt kadını kimliğiyle toplumun tüm kesimlerinin sorunlarının sözcüsü olmayı hedeflediğini belirten Kiye, milletvekili seçildiği takdirde Kürtçe’nin anayasal güvence altına alınması için çaba sarf edeceğini söyledi. Kiye’nin sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle oldu:
‘SORUNLARIN KONUŞMACI OLMAYA ADAY OLDUM’
Neden milletvekili adayı oldunuz?
Kürt siyasi geleneğinde siyasete atılmanın, siyasi sorumluluk almanın ve milletvekili adayı olmanın birincil motivasyonu Kürtlerin Cumhuriyet tarafından gasp edilen temel haklarının geri alınmasıyla ilgilidir. Ancak yaşadığımız böyle bir dönemde, yirmi yılı aşkın bir süredir toplumun her kesimini baskı altında tutan bir iktidardan kurtulmamız gerektiği fikri herkeste olduğu gibi bende de ortaya çıktı. Bir Kürt kadını olarak bu tarihi süreçte böyle bir sorumluluk ve inisiyatif almam, başta Kürt kadınları olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin sorunlarının sözcüsü olmam kaçınılmaz hale geldi.
Peki neden Yeşil Sol Parti?
Tüm partilerin kendi programları vardır. Bu bağlamda milletvekili adayı olduğum Yeşil Sol Parti’nin siyasi konumu, temsil ettiği toplumun renkliliği, Kürt sorununa analitik yaklaşımları, kadına yönelik politikaları ve kadına yönelik şiddete karşı prestiji ile öne çıkmaktadır. . çünkü bu bir parti.
‘KÜRT SORUNU YENMEYE DEVAM EDİYOR’
14 Mayıs 2023 seçimlerine hem iktidar hem de muhalefet farklı bir değer atfediyor. Sizce bu seçimi kritik yapan nedir?
14 Mayıs’ta yapılacak seçim elbette diğer tüm seçimlerden farklı ve kritiktir. Bunun hem tarihsel hem de güncel sebepleri var. Tarihsel olarak Cumhuriyet ikinci yüzyıla giriyor ve Kürtler bu yüzyılda tüm temel hak ve özgürlüklerinden yoksun bırakılıyor. Kürtler bir asırdır var olma mücadelesi veriyor ve bu birikim ikinci yüzyılda daha somut kazanımlara dönüşecek. Gerçek nedenlere değinecek olursak, hükümetin Kürt sorununa ilişkin uyguladığı güvenlik politikalarının Türkiye’de doğrudan veya dolaylı olarak ekonomik ve sosyal bir kriz yarattığını söyleyebiliriz. Türkiye’de Kürt sorunu en acılı sorunlardan biri olmaya devam ediyor. Diyarbakır’da siyasi olarak bunalan Kürtlerin içinde bulunduğu boğaz şimdi de batılıları ekonomi, özgürlük, hak ve hukuk alanlarında nefessiz bırakıyor.
Size göre Türkiye’nin en büyük sorunları nelerdir?
Türkiye’de bütün meseleler zamanla büyük meselelere dönüştü. Ancak yukarıda da belirttiğim gibi Türkiye’de Kürt sorunu, Alevi sorunu, tüm etnik ve dini kimliklerin temsili gibi tarihsel kökleri olan sorunlar var. Öte yandan siyasetin telaffuzuyla kutuplaşan bir toplumda ortaya çıkan kadın, çocuk ve LGBTİ+ sorunları; nefret ve şiddet sorunu ve tabii ki herkesin en çok etkilendiği ekonomik krizin getirdiği yoksulluk ve geçim sıkıntısı gibi pek çok sorunu sıralayabiliriz.
Nasıl bir Türkiye hayal ediyorsunuz? Milletvekili olursanız ilk ne yapacaksınız? Bir Kürdoloji mezunu olarak kültür, sanat ve dil alanında neler yapmayı planlıyorsunuz?
Elbette herkes gibi ben de Türkiye’deki tüm farklı kimliklerin var olabileceği ve temsil edilebileceği, insanların ekonomik sorunlarla boğuşmadığı, herkesin ve her kesimin barış içinde yaşayabildiği bir Türkiye hayal ediyorum. Kürt Dili ve Edebiyatı alanında aldığım lisans ve lisansüstü derslerin bana kazandırdığı bir geçmişe sahibim ve Kürt ve Kürt kültürünün siyasi temsiline değer veriyorum. Bu bağlamda, vergi ödemelerine rağmen devlet ve kamu kaynaklarından adil bir şekilde yararlanamayan Kürt esnafının, milletvekili seçilmem halinde Kürtçenin resmi dil olarak anayasal güvence altına alınmasını sağlamak için birçok temel amaç ve hedef bulunmaktadır. bir sonraki seçimde milletvekili ve anadilde eğitim hakkı.